R. Wallace, bir doğa tarihçisidir ve Charles Darwin'in yakın çalışma arkadaşıdır. 1869'da Darwin'e yazdığı mektupta şöyle demektedir:
“Doğal seleksiyon, vahşi insana bir maymundan biraz daha iyi bir beyin sağlayabilir. Ancak bu, bizim eğitimli toplumumuzun çok az daha altında bir seviyede beyine sahiptir.”
İnsan Beyni Nasıl Ortaya Çıktı?
Darwin bu ifadede, teorisini çökertecek gerçeği sezmiş ve çocuğu gibi benimsediği evrim teorisine ilişkin olarak şu yorumu yapmıştır:
“Umarım ben ve sen kendi çocuğumuzu öldürmüyoruz.”
Darwin'in bu kadar korkmasının nedeni, günümüz insanının beyninin, sözde ilk insan olarak kabul ettiği bir canlının beyninden kat be kat üstün olması ve bu farklılığı açıklamada evrim teorisinin yetersiz kalmasıydı.
Peki, günümüzde beynin böylesine gelişmiş olması nasıl açıklanmaktadır? Evrim teorisinin bu konudaki tezi oldukça ilginçtir. Bazı evrimcilerin sapkın iddialarına göre, insanların karmaşık aletler yapmayı ve konuşmayı keşfetmesi, daha yüksek seviyede düşünmesine neden olmuş ve daha yüksek seviyede düşünmek de beynin büyüyüp gelişmesini sağlamıştır. Bu açıklama tam bir kısır döngüyü içermektedir: Hangisi önce olmuştur; artan düşünme kapasitesi mi, yoksa beynin kapasitesi mi?
Bugün, insan zekası ile ilgili bazı gülünç materyalist iddialar vardır. İlk insanın beyninin “piştiği, güneş altında çok dolaştığı için zarar gördüğü”, bu iddialardan biridir. Sözde beyin, bu hasarı gidermek için yeni nöronlar üretmiştir. Hayali atalarımız güneşin altından çekilince (belki de şapka takmaya başlayınca!) beynin tamamı tekrar çalışmaya başlamıştır.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler