Papalık, asırlardır; Müslümanlara, Yahudilere, hatta kendi dinlerinden olup da, farklı mezhepte olanlara kan kusturdu. Milyonlarca insanın kanına girdi. Son yıllarda Kilise arşivi üzerinde yapılan araştırmada Kilise'nin Ortaçağ'da din adına, yakarak ya da işkence ederek öldürdüğü insan sayısının 5 milyon civarında olduğu tespit edildi.
Şimdi yeni bir devir başlattı kilise. Bugüne kadar, hep günahkar Hıristiyanlar Kilise'ye gidip günah çıkartıyorlardı, şimdi de Kilise, Hıristiyanlara dönüp günah çıkartıyor. Papa II. Paul, Vatikan'daki pazar ayinlerinde Kilise'nin geçmişte insanlığa karşı işlediği günahları affetmesi için dua ediyor ve insanlıktan da af diliyor.
Bu yeni devirde, her fırsattan istifade ederek, kendisini öldürmeye kasteden teröristi bile affederek ne kadar insancıl, hoşgörü sahibi olduklarını göstermeye çalışıyorlar. Geçmişteki vahşetlerini unutturmak istiyorlar. Samimi olmadıkları da her hallerinden belli. Fakat insanlar bunu göremiyor.
İşte, bu Fatima ve Ağca olayı kaçırılmaz güzel bir fırsattı bunlar için. Bu şekilde bütün dünya basını kendilerinden bahsedecekti. Bundan daha iyi reklam olur mu? Vatikan, Ağca suikastinin ta 83 yıl öncesinden bilindiği masalını uydurarak, Hıristiyanlığın gelecekten haber veren, gerçek bir din olduğu imajını verdi. Bu da itibarına itibar kattı.
1999 yılı Mart ayında Vatikan, İtalyan hükümetine resmi bir mektup yazarak Ağca'nın affını istedi. Geçtiğimiz ay da Papa 2. Jean Paul, Portekiz'in Fatima bölgesine giderek, yapılan bir ayinden sonra kendisini izleyen milyonlarca Hıristiyan'a üçüncü sırrın “Ağca suikastı” olduğunu açıkladı. Bu da İtalyan hükümetinin üzerindeki baskıyı daha da artırdı. Ve halk desteğini aldı. Kimse de çıkıp, bu baskılar Laikliğe aykırı demedi, daha doğrusu diyemedi. Çünkü, Batı'da Kilise akıl almaz derecede bir güçtür. Hiçbir devlet, hiçbir politikacı buna karşı duramaz.
Papa, son bir manevra daha yaparak gizli kalması gereken vasiyetini basına sızdırdı. Bu, Ağca'nın serbest kalmasında önemli bir rol oynadı. Vatikan'a yakın kaynaklarca bilinen Papa 2. Jean Paul'ün vasiyeti, İtalyan medyasına sızdırıldı. Buna göre 80 yaşındaki Katolik dünyasının en büyük ruhani lideri olan Papa, Ağca'nın serbest bırakılması için Laik İtalyan hükümetine her koldan baskı yapmakla kalmadı. Aynı zamanda, öldüğü gün açılmak üzere hazırlattığı vasiyetine de Ağca ile ilgili bir madde koydurttu. Papa'nın kardinallerince vasiyetnamede Ağca ile ilgili olarak İtalyan devletine şöyle çağrı yapılıyor:
“Ben öldükten sonra Vatikan hükümeti, Mehmet Ali Ağca'nın serbest bırakılarak ülkesine dönmesinin sağlanması için elinden geleni yapsın. Hayattayken bunu görürsem daha da mutlu olacağım…”
İşin başka bir yönü de, her vesile ile gündemde kalıp, gizli faaliyetlerinin ortaya çıkmaması. Çünkü, bütün karanlık, kirli işler Kiliseler tarafından idare edilmektedir. Bunun için Araştırmacı-yazar Suat Parlar, “Ağca, Vatikan'ın kirli ilişkilerini koruduğu için Vatikan'a heykeli dikilmelidir” diyor.
Bu maksatla, bizzat Vatikan tarafından bir Ağca efsanesi ortaya atıldı. Bu kirli mitosun ardında saklananlar ise ortaya çıkmıyor. Vatikan, Papa suikastını bizzat kendisi örttü. Her kurumun kirliliği araştırılıyor. Ama nedense Vatikan'la ilgili bir dosya açılmıyor.
Çünkü kimse buna cesaret edemiyor. Vatikan'ın bir uyuşturucu ve kara para aklama merkezi olduğu da bir gerçek…
Suikastla ilgili bir iddia da, Papa 2. Jean Paul'un ”Hizaya getirtilmesi” için gerçekleştirildiği yolundaydı. 2.Jean Paul, sadece 33 gün görev yapan ve kuşkulu bir biçimde ölen, 1. Jean Paul'ün ardından makama gelmişti. Vatikan, Opus Dei Örgütü'yle iyi geçinmeyen 1. Jeal Paul'ün cesedine otopsi izni bile vermemişti.
Örgüt, “Kutsal Mafya” olarak da adlandırılıyordu. Papa 2. Jean Paul'ün de Opus Dei ve İsrail'i rahatsız eden tavırları artmaya başlayınca, Ağca Suikastı ortaya çıktı. Ardından Papa'nın ilginç açıklamaları başladı. “Pekçok halk acı çekti. Ama Yahudi halkı özel bir halktır. Yahudiler tanrının en sevdiği kullardır.” Açıklamalar yapmakla da kalmadı. Tarihte ilk defa bir papa kalkıp, İsrail'e resmi bir ziyarette de bulundu.
Netice olarak şunu söyleyebiliriz; Vatikan'nın esas maksadı, bütün fırsatları en iyi şekilde değerlendirerek, Batı devletleri tarafından 150- 200 yıldır, siyasi, ekonomik, sosyal baskılarla, sindirilen, mücadele azmi kırılan; bunun neticesinde bilhassa Ortaasya ve diğer İslam ülkelerinde meydana gelen inanç boşluğunu doldurmak. Bütün dünyada Hırıstiyan hakimiyetini sağlamak… Vatikan'ın nihai hedefi bu…
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler