Periyodik cetvelde bulunan VA grubunda yer alan yarı metal bir elementtir. Arsenik tüm evrende olduğunu düşülmektedir. Dünya’da arsenik büyük bir bölümü bakır ve kurşun metallarinde bulunur. Dünyamızda bu kadar fazla bulunan bir maddenin insan üzerinde de büyük bir etkisi vardır. Hatta arsenik maddesi yediğimiz yemek ve içeceklerin içinde de bulunduğu söylemek doğru bir karardır.
A.B.D.’de yayımlanan bir programdan Dr. Mehmet Öz, arsenik oranın hazır elma sularında çok yüksek olduğunu ifade etmiştir. Dr. Mehmet Öz yaptığı bu ilginç açıklamada dikkatleri üzerine çekmeyi başarmıştır. Arsenik maddesinin kanser üzerinde epeyce etkisi vardır ve birçok kanserin nedeni olarak gösterilmektedir. Bilinçsiz tarım ürünlerin üretimi, denetim yapılmayan pestisit isimli böceklerin öldürücü ilaçların yasaklanmış olmasına karşın arsenik madde kullanılmaktadır. Konsantre meyve suların içerisinde arsenik maddenin bulunmasına karşın Çin ve Uzakdoğu ülkelerinde ithal edilmektedir. Sağlık için, toplam ölçülen arseniğin zararlı bölümünün, büyük bir kısmını inorganik arseniğin oluşturduğunu Dr. Öz yaptığı çalışmalar neticesinde göstermiştir.
EPA arsenik miktarını, elma sularında ve içme sularında resmi tutarının üst limitinin 10 ppb üstünde arsenik bulmuştur. FDA, yaptığı açıklamalar neticesinde, organik arsenik olduğunu ve sağlık için tehdit oluşturmadığı, ancak tavukların organik arsenik maddesini zararlı bir inorganik arseniğe çevrilebileceğini ifade etmiştir. ABD yapılan araştırmayı dikkate almış ve organik arsenik tavuk satışını engelleyen ilk ülke olmuştur. İnorganik arsenik kanser dışında, birçok hastalığa yol açmıştır. Sadece tavuklarda değil, diğer hayvanlarda organik arseniğin inorganik arseniğe çevirebilme ihtimali üzerinde durulmaktadır. Ülkemizde şebeke sularında bulunan arseniğin düşürülmesi için arıtma tesislerinde kurulmayı hedeflemişlerdir.
Arsenik miktarının doğada düzenli bir şekilde dağılmasına karşın, bilinçsiz kullanılması korkutucu bir durumdur.
*Mürekkep
*Tekstil boyaları
*Böcek öldürücü ilaçlar
*Sigara
*Penisilin buluşuna kadar frengi hastalıkların tedavisinde arsenik kullanılmıştır.
Günümüzde artık arsenik boyalar içeren pestisitler yasaklanmış ancak Çin başta olmak üzere Uzak Doğu ülkeleri birçok yerde kaçak olarak kullanmaktadır. 1800-1900 yıllarda böcek öldürücü ilaçların içinde bulunan bu zararlı madde o dönemlerde sedef hastalığına, astıma ve 1970′li yıllarda lösemi hastalığı için kullanılmıştır. Tarımda bilinçleşen çiftçiler, 1995 yılında arsenik kullanımı %4′e gerilemiştir. Ortalama bir insan 40 mikrogram arsenik bileşiklerini vücuduna alır. Arsenik maddesi, birçok üründe bulunmakla birlikte, özellikle de önemli olarak gıda ürünleri karşımıza çıkmaktadır. Bu gıda ürünleri incelendiği takdirde ise, deniz ürünleri, kümes hayvanları ve mantarda bulunulduğu anlaşılmıştır. Günlük tavuk tüketilmesi durumunda 21-30 mikrogram arsenik alınmaktadır.
Kalitesiz ve denetimi olmayan makyaj ve boya malzemelerinden mümkün olduğunca uzak durulmalıdır. Çin’de üretilen çoğu oyuncaklarda bulunduğu bilinmektedir. Vücutta olması gereken miktardan fazla alınan arsenik; karın ağrısı, kusma, bulantı ve boğazda yanma hissi gibi hastalıklar ortaya çıkar. Yüksek miktarda alınan arsenik kalp yetmezliğine, dolaşım bozukluğuna ve sonunda ölüme neden olmaktadır. Kronik zehirlenme, ciltte kansere benzeyen oluşumlar, sinir sisteminin işlevinin bozulması, ilerleyici halsizlik ve yorgunluk, bilinçte bozulma, dışkılama ve işeme sorunları, tırnak çizgilenmeleri ve hatta ardından ölümle sonuçlanabilir. Bu yüzden yukarıda belirtilen hastalık yapan malzemeleri kullanmaktan kaçınılmalıdır.
Yazar: Ismet Göksel Berber
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler