Ey Cennet Yolcusu Kardeş! Bal tefsiri hakkında şöyle rivayet edilmektedir ki: Hz. Ali (R.A.), Bir gün bir gazadan bir harbden dönmüştüler. Hz. Ebu Bekir, Hz. Ömer, ve Hz. Osman (R.A.) Hz. Ali'nin hanesine (evine) varıp: “Gazan mübarek olsun, ey Allah'ın Arslanı!” diyerek tebrik ettiler.
Hz. Ali, misafirlerine billur gibi pırıl pırıl parlayan, ışıl ışıl yanan kalaylı bir kase içinde bal getirip bu seçkin misafirlerine ikram etti. Hz. Ebu Bekir (R.A), elini uzatıp baldan yemek üzereyken balın içinde gayet ince bir kılın uzanmakta olduğunu gördü ve (o) kılı almak istedi. Hz. Ömer (R.A.), mani oldu.
Hz. Ömer: “Bırak ya Eba Bekir! Bizler ki, Allah Resulunun cihar-ı yariyiz.Umulur ki bizleri tecrübe için bu kıl buraya konmuştur.Bu vesileyle her birimiz bu bal hakkında birer tefsirde bulunalım.” buyurdu.
Hz. Ebu Bekir (R.A), tefsirinde şöyle buyurdu: “Namaz kılan müminlerin kalbi nurludur bu kaseden, dünya meşgalesini gönlüne sokmadan namazını kılmak tatlıdır bu baldan ve tüm mahlukattan uzak olmak suretiyle Cenab-ı Hakk’ a yönelmek incedir bu kıldan.”
Hz. Ömer (R.A) de, tefsirinde buyurdu ki: “Misafirlerini seven hane (ev) sahibinin kalbi nurludur bu kaseden, misafiriyle sohbet etmek tatlıdır bu baldan. Misafirlerin kalbi incedir bu kıldan”
Hz. Osman (R.A.) de, tefsirinde: “Alimlerin kalbi nurludur bu kaseden. Alimler ile sohbet etmek tatlıdır bu baldan. Kur’ an-ı Kerim’ e mana vermek incedir bu kıldan.”
Hz. Ali (R.A) Efendimizde tefsirinde: “Gazaya giden gazilerin kalbi nurludur be kaseden. Kafirlerle Cenk etmek tatlıdır bu baldan. Kul hakkı geçirmeden hanesine (evine) dönmek incedir bu kıldan.”
Cihâr-ı Yâr-i Güzîn'in bu nükteli ve hikmetli tefsirini duyan Hz. Fatıma, çok çok duygulanmış ve oda kendisine göre bir tefsir yapmıştır. Hz.Fatıma validemiz de tefsirinde şöyle buyurdu: “Kocasını memnun eden kadının kalbi nurludur bu tabaktan. Kocasına eza-cefa vermeden güzel güzel geçinmek tatlıdır bu baldan. Kocasının hakkını yerine getirmek ve onu memnun etmek incedir bu kıldan.”
Bu esnada Resulullah Efendimiz'e haber ilettiler. Tam bu sırada Resulullah da teşrif etti ve durumdan haberdar oldu . Resulullah buyurdu ki: “Dostlarım, bir tefsirde ben yapayım.” buyurdu. ve: “Ümmetimin kalbi nurludur bu tabaktan. Kevser şarabı tatlıdır bu baldan. Şeriatımın yolu incedir bu kıldan.”
Bu esnada Cenab-ı Hak, Cebrail'i (A.S.) göndermişti. Cebrail de bir tefsirde bulundu: “Kardeşim Ya Muhammed(S.A.S.)! Senin peygamberlik mührün nurludur bu tabaktan. Yarın Kıyamet gününde ümmetine şefaat etmen tatlıdır bu baldan. Sırat köprüsü incedir bu kıldan.”
Bu hikmetli tefsirden sonra cümlesi el kaldırıp amin dedi. Resulullah da şöyle dua buyurmuştur: “Ya Rabbi ! Bu bal tefsirini okuyana, dinleyene iki yüz yirmi dört bin peygamber sevabı ver.” buyurdu. Cihar-i Yar-i Güzin, amin dediler.
Cenab-ı Hak’ tan hitap geldi: “Ya Muhammed (S.A.V.)! Kullarımdan her kim bu bal tefsirini okursa, yahut okutursa, ve yahut yazdırıp yanında taşırsa veyahut yazdırıp ümmetine hediye ederse, İzzet-i Celalım hakkı-çün ben Azimü'ş-şân o kullara iki yüz yirmi dört bin peygamber sevabı veririm.” buyurdu.
İmdi, bir kimse bu bal tefsirini kendisi için yazıp veya yazdırıp her gün okusa ve okumaya devam etse kesinlikle dünya darlığı görmez. Dünyada zarurate düşmez Ölürken iman ile ölmek nasip olur. Hüsnü hatime ile ölmek iman selametiyle ahirete gitmek demektir. Bu sebeple kendisine gelecek bela ve kazalardan dahi Cenab-ı Hak, muhafaza eder.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler