Aids Hastalığı Nasıl Bulaşır?

Aids Hastalığı Hakkında Bilgi
Cinsel Temasla ve Diğer Yollarla Bulaşan Hastalıklar

AİDS'in olası bulaşma yolları virüsün bulunmasından önce de biliniyordu. Ama virüsün bulunması ve kan testleri­nin kullanılmasından sonra bu konuda daha kesin bilgiler elde edildi. AİDS, virüslü kan ve kan ürünlerinin verilme­si, kan testleri olumlu sonuç veren kişi­lerle cinsel ilişki ve anne adayının ge­beliği sırasında virüsü taşıması duru­munda kesin olarak bulaşır. Hastalık belirtisi vermeden bu virüsü taşıyan herkesin enfeksiyonu bulaştırabileceği de unutulmamalıdır.

Şimdi bu bulaşma yollarını daha ay­rıntılı inceleyelim:

• Kan yoluyla bulaşma - 1980lerin or­talarına gelindiğinde Batı'da kan ya da kan ürünleri (plazma vb) nakli yapılan hastalar arasında çok sayıda bulaşma saptanmıştı. Özellikle sık sık pıhtılaşma faktörleri nakli yaptırmak zorunda olan hemofili hastalarına virüs bu yolla bula­şıyordu.

1985'ten sonra denetimler sıklaştırılarak virüs taşıyan kanların kan banka­larında elenmesi, kan ürünlerinin ısıyla işlenmesi, kan vericilerinin yüksek risk gruplarından olmamasına özen göste­rilmesi gibi önlemler alındı. Böylece kan nakli yoluyla bulaşma en aza indi­rildi. Günümüzde gelişmiş ülkelerde pıhtılaşma faktörleriyle bulaşma oranı çok düşüktür. Ender görülen örnekleri de vericinin kısa süre önce enfeksiyo­nu alıp virüse karşı henüz antikor ge­liştirmeden bağışta bulunmasıyla açık­lanabilir.

Kan yoluyla bulaşma damardan uyuşturucu kullananlar arasında çok yaygındır. Uyuşturucu bağımlılarının aynı şırıngayı birçok kez ve ortaklaşa kullanmaları virüsün kan yoluyla bulaş­masına yol açar.


Uyuşturucu bağımlılarının daha kü­çük, ama gene de önemli bir bölümünde virüs cinsel ilişkiyle bulaşır; bu grupta olguların yaklaşık yüzde 30'u virüsün cinsel ilişkiyle bulaşmasına bağlıdır.
Uyuşturucu bağımlıları arasında kan ve cinsel ilişki yoluyla virüs yayılması daha önce de gözlenmiştir. Bu kişilerde B tipi hepatit virüsünün aynı yoldan bu­laştığı bilinmektedir. Hatta B tipi hepa­tit son 20 yılda uyuşturucu bağımlıları­nın yüzde 90'ında görülen bir hastalık olmuştur.
Uyuşturucu bağımlılarının ortak şı­rınga kullanma alışkanlığı, endokardit (kalp iç zarı iltihabı) gibi ağır bulaşıcı hastalıklara da yol açabilir.

Kullanılmış bir şırıngada yaklaşık 34 mikrolitte kan kalmaktadır. Bu mik­tar, şırıngayı damarına sokan bir sonra­ki uyuşturucu bağımlısına HIV ve baş­ka hastalık etkenlerini bulaştırmaya ye­terlidir. Yalnız şırınga iğnesinin ucuna bulaşmış olabilecek kan miktarı ise şı­rıngada kalanın yüzde l'i kadardır. Bu nedenle iğne ucunun bir kez yanlışlıkla batması sonucu bulaşma çok ender gö­rülür. Halka açık yerlere atılmış iğnele­rin yanlışlıkla batması sonucu HIV bu­laşan hiçbir olgu bildirilmemiştir.

• Cinsel ilişkiyle bulaşma - Virüs aynı ya da karşı cinsle yapılan her türlü (anüsten, dölyolundan ya da ağızdan) cinsel ilişki sırasında bir eşten öbürüne bulaşabilir. Virüsün bu yolla alınıp alınmadığını saptamak için eşlerin cin­sel yaşamöyküsü dikkatle incelenmelidir. Bu saptamada dikkat edilmesi gere­ken çeşitli öğeler şunlardır:

Eş seçimi: Seçilen eşin kanında vi­rüs bulunma olasılığı açısından önemli­dir. Uyuşturucu bağımlılarının, her iki cinsle ilişkide bulunanların ve eşcinsel­lerin virüsü taşıma olasılığı daha yük­sektir. Ama istatistikler bu durumun hızla değişmekte olduğunu ve karşı cinsle ilişkinin başlıca bulaşma yolu olacağını göstermektedir.

Eş sayısı: Cinsel yaşamda değiştiri­len eş sayısı arttıkça, virüs taşıyıcı bir eşle birleşme olasılığı da artacaktır.


Cinsel ilişkinin türü ve sıklığı: Ka­nında virüsü taşıyan bir eşle kurulan cinsel ilişkide ilişkinin sıklığı bulaşma tehlikesini artırır. Ayrıca özellikle anüs yoluyla edilgen ilişkide virüsün bulaş­ma oranı daha yüksektir.

Prezervatif kullanımı: Virüs taşıyıcı bir eşle yaşanan cinsel ilişkide bulaşma olasılığını 10 kez azaltır.
Cinsel organlarda iltihaplı hastalık ya da yaraların varlığı: Yara ve hastalıklar virüsün bulaşmasını kolaylaştırıcı bir ortam oluşturur. Virüs taşıyıcı bir eşle dölyolundan bir kez cinsel ilişki so­nucunda virüsün bulaşma olasılığı 100'de 1 ile 500'de 1 arasında tahmin edilmektedir. Yukarıda söz edilen ko­şulların bir araya gelmesi bulaşma tehli­kesini kat kat artırır. Örneğin kişinin uyuşturucu bağımlısı bir eş seçtiğim ve prezervatif kullanmadan dölyolu ilişki­sine girdiğini varsayalım. Bu bölgedeki uyuşturucu* bağımlıları arasında virüs taşıyıcılığı oranı da yüzde 30 olsun. Bu durumda kişinin virüs taşıyan bir eşe rastlama olasılığı yaklaşık 3'te l'dir ve bir kez ilişkide bulunmak bile 300'de 1 ile 1.500'de 1 arasında bir olasılıkla ki­şinin virüsü almasıyla sonuçlanacaktır. Cinsel organlarda yaraların bulunması ise bu olasılığın çok yükselmesine yol açar.

• Gebelik sırasında anneden çocuğa (dikey) bulaşma - Kanında virüs taşı­yan annelerin doğurduğu bütün bebek­lerde HlV'e karşı antikorlar bulunduğu bilinmektedir. Ama antikorlar anneden bebeğe edilgen biçimde geçebildiğin-den bebeklerin hepsinde enfeksiyon gö­rülmeyebilir. Dikey bulaşma olguların yüzde 30'u kadarında söz konusudur.

AİDS virüsüne, virüs taşıyıcı anne­lerin sütünde de rastlanmıştır. Doğum­dan kısa bir süre sonra virüsü alan anne­lerin enfeksiyonu bebeklerine süt yo­luyla bulaştırdığı olgular da bildirilmiş­tir.

Henüz kanıtlanmamış bulaşma yolları - Bilim adamları varsayılan, ama henüz kanıtlanmamış HIV bulaş­ma yolları üzerinde yoğun çalışmalar yapmaktadırlar. Aile, okul, işyeri, has­tane gibi ortamlarda virüs taşıyıcı in­san sayısının gittikçe artması, ayrıca virüsün kan dışındaki vücut sıvılarında da bulunduğunun saptanması, bilinen­lerin dışındaki bulaşma yollarının da dikkatle araştırılmasını gerektirmekte­dir.

Birçok araştırma HlV'in ter, tükü­rük, gözyaşı, idrar gibi vücut sıvılarıyla bulaşmadığını göstermektedir. Bu ne­denle kan ya da cinsel ilişki yoluyla bu­laşmanın dışta tutulduğu aile, okul ya da işyeri gibi ortamlarda virüs taşıyıcı kişilerin virüsü bulaştırma tehlikesi yoktur. Tuvalet, havlu, elbezi gibi yer ve eşyaların ortak kullanımı tehlike yaratmaz. Virüs sivrisinek gibi böcek sok-malanyla da geçmemektedir.
Şimdi bu sonuçlan veren araştırma­ları daha ayrıntılı inceleyelim:

Tükürükle bulaşma olasılığı: Vi­rüsün tükürükte görülme oranı kanda görülme oranından çok düşük olmakla birlikte, taşıyıcıların tükürüğünden de virüs ayrıştırılmıştır. Öte yandan çok az tükürük, vücut dışı ortamda AİDS virü­sünün üremesini önlemektedir.

Bir varsayıma göre tükürükle bulaş­ma büyük miktarlarda kanın tükürüğe karışmasıyla gerçekleşebilir. Bu yönde­ki araştırmalar özellikle kanında virüs taşıyan kişilerin ısırdığı ya da hastane ortamında tükürükle ilişkisi olanlar üzerinde yürütülmektedir. 1986'da bil­dirilen bir çocuk hastanın enfeksiyonu ısırma yoluyla almış olabileceği üzerin­de durulmuş, ama bu hastanın geçmi­şiyle ilgili bilgilerin yeterli olmaması nedeniyle kesin sonuca varılamamıştır.

AIDS'li hastalar tarafından ısırıldıktan sonra uzun süre izlenen sekiz sağlık görevlisi ve sekiz çocukta virüs saptan­mamıştır. HIV'li hastaların tükürüğüyle ilişkisi olan sağlık görevlilerinin hiçbiri virüsü almamış, ağız yoluyla HIV'li hastalara yapay solunum yaptıran iki görevlide de bulaşma görülmemiştir.

Gözyaşıyla bulaşma: HIV kanında virüs bulunan kişilerin gözyaşından çok ender olarak elde edilmiştir. Bugüne değin gözyaşı ya da kontak lens yoluyla bulaşma bildirilmemiştir, ama muayene ya da lens denemeleri sırasında virüsün bulaşma olasılığı üzerinde durulmakta­dır.

İdrarla bulaşma: HlV'in idrardan elde edilme sıklığı da çok düşüktür. Hastaların idrarıyla ilgili işlemler ya­pan sağlık personeli arasında bu yolla bulaştığı bilinen herhangi bir olguya rastlanmamıştır.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler