Oktan Keleş
Dünya genelinde oluşturulmaya çalışılan sözde 'yeni dünya' düzeni birçok dengesizliği de beraberinde getirdi. Dünyayı yeraltından yöneten ve kendi planlarınca dünyayı yönlendiren karanlık güçler, yeni dengeler oluşturmak için yeni arayışlara yöneldiler.
Bu karanlık güçler, Bush ve ekibiyle planladıklarını tam anlamıyla yapamadılar ve bu planlarının altında kaldılar. Ama emellerinden vazgeçmiş değiller. Bu yüzden hemen rehavete kapılmamak gerekir. Barak Obama da bu karanlık güçlerin emrinde. Zaafa uğramış tüm planları yeniden rotasına sokmak, yeni Başkan'ın boynunun borcu. Çünkü Obama sanıldığı gibi demokrasi mücadelesi neticesinde yani seçimle sahneye çıkmamıştır. Obama'nın seçim zaferi tamamen ona yeni görevler yükleyenlerin bir lütfudur. Bu lütfun da bir karşılığı olacaktır tabii ki… Konu derin; fakat vakit almamak için kısa kısa geçiyorum.
ABD'nin tüm dünyadaki kötü imajını değiştirme çabaları, her ne kadar Obama bu iş için biçilmiş kaftan olsa da, bu çabalar da Allah'ın izniyle zaafa uğrayacaktır.Ancak; Zaafa uğramış planları yoluna koymak Obama'nın aslî görevidir.
* 11 Eylül'den sonra sahneye konulan tüm planlar, hemen hemen şer güçlerin istedikleri gibi olmamıştır.
* Tek başarıları İslam'ın terörle anılması ve dünya insanlarının akıllarına bunu yerleştirmeleridir. Bunda başarı sağlayan şer güçler, bu hediyeyi hâlen önemli bir malzeme saymaktadır.
* O zaman bu malzeme işlenecektir. Yani İslam'ın terörle birlikte anılması.
Detaya girmeden konunun iskeletini oluşturan ipuçlarını verelim:
Tüm Dünyayı Etkileyen Ekonomik Kriz:
Bu krizden bilindiği gibi tüm dünya etkilendi. Dünya devletleri arasında birçok ülkenin bankaları battı, borsaları çöktü. İntiharlar meydana geldi. Herkes bu krizi kendi açısından yorumladı. Ancak, bir şey her zamanki gibi gözden kaçtı ya da kaçırıldı. O da şuydu:
Vatikan'ın akla hayale sığmayacak maddî gücü de bu krizde sarsıldı, kayba uğradı.
Şimdi akıllara şöyle bir soru gelebilir:
- Vatikan yaş tahtaya basar mı?
Cevap:
- Bastırırlar.
- Neden mi?
Biraz irdeleyelim: Söz konusu Vatikan Devleti, Katolik Hıristiyanların tüm dünyadaki temsilcisidir. Fakat Ortodoks, Protestan ve diğerleri için de bir misyon sahibidir. Uzun uzun anlatmayalım. Konuya ilişkin bilgileri açalım:
Vatikan'da üç ekol vardır:
1.DOMİNİKEN TARİKATI:
Bu ekoldeki papaz ve rahibeler kendilerini İsa ve Meryem'e adamışlardır. Prensipleri şudur: Kilise devamlı korunmalı, öncelikli olmalıdır. Kilisenin varlığı; ne pahasına olursa olsun, kurumsal olarak devam etmelidir.Bu tarikatın en önemli ilkeleri budur. Dominiken'in Latince anlamı ise: Tanrı'nın köpekleridir.
2- FRANSİSKENLER TARİKATI:
Bunlar ruhanî kanattan, fakirlerden yana, Hıristiyanlık adına hayatlarını karşılıksız adamış keşişlerdir.
3- CİZVİTLER TARİKATI:
Tarikat gibi algılanamayacak kadar Dünya çapında bir camiadır. Cizvitleri diğer iki ekolden farklı kılan şudur: Bunlar Katolik Hıristiyanlığın en büyük entelektüellerinden, yani başka bir deyişle elitlerindendirler. İlkeleri ise çok farklıdır. Cizvitler için en önemli unsur ne Papadır ne de Kilise. Onlar için en önemli unsur: 'PAPALIK MAKAMI'dır. Her şeyden önce Cizvitler için papalık makamının korunması, savunulması yani bekası çok önemlidir. Bu tarikat için önemli olan; papalık makamına hizmettir. Cizvitler Tarikat'ı, dünyanın önemli kurum ve kuruluşlarına girmekle kalmamışlar, bazı kurum ve kuruluşları da bizzat kendileri kurmuştur.
Şimdi bu konuyla ilişkin en önemli bilgi şu: Dünya Bankası'nı Cizvit Tarikat'ı kurmuştur. Dünya Bankası'nı kurmalarındaki asıl amaç ise; papalık makamının korunmasıdır.
Tüm gelirini de, bu papalık makamını güçlendirmek için kullanırlar.
Bu bilgiler her yerde, Vatikan konulu her kitapta, İnternet'te mevcuttur. Üstelik kendi yayınlarıdır. Şimdi biz konumuza dönelim: Dünya krizi Vatikan'ın hisselerini ciddi anlamda vurmuştur. Burada bir parantez açarak şunu özellikle vurgulamakta yarar var: Vatikan hisseleri bilinenin dışında, taşeron hesap ve kişilerdedir. Daha önceki bir yazımda daha krizin esâmisi okunmazken ( Ocak 2008) tarihinde Netpano.com Sitesi'nde Sarkozy'nin Omzundaki Çocuk Kim? adlı yazımın sonuna aynen şu ifadeleri yazmıştım:
"Bu arada Vatikan da çatırdadı."
İşte o gün niye çatırdadı Vatikan diye soranlara:
- İleride anlatacağım; çünkü bugün yazsak daha kriz yok, şu yok, bu yok... Komplo, hayal der geçerler cevabını vermiştim.
Evet. Şimdi... Niye çatırdadı sorusunun cevabı: Çünkü
* Genel kriz, dünya bankasını boşalttı.
* Zaman zaman gizli güçler, operasyonlarla bankaların hesaplarını başka hesaplara kaydırdı. Bunlar ileride hep meydana çıkacak "Bu kriz nasıl çıktı?" diye. Ama şu an erken.
* Vatikan'ın paraları, hisseleri ciddi anlamda hasar gördü,değer kaybetti.
* O günlerde kriz çıkarılacağı istihbaratını geç alan Papa,bütün çabalarına rağmen artık çok geç kalmıştı; yani yaş tahtaya bastırılmıştı.
* Bu istihbarat bir sene evvel gizli toplantılarında yer aldı.
* Vatikan'ın hesapları o günden bugüne kadar sıra dışı faaliyetlere sahne oldu. Tabi bunu ancak uzmanlar takip edebilir, bütün saklamalarına rağmen.
Devam edelim: Vatikan planlarında papaların açıklaması neydi?
Vatikan'ın görevi;
-Birinci bin yıl Avrupa'nın,
-İkinci bin yıl Afrika'nın,
-Üçüncü bin yılda hedef Asya'nın Hıristiyanlaştırılmasıdır.
Peki bu misyonun ekonomik dünya krizi ile alakası nedir?
Cevap:
- Çatırdayan Vatikan ekonomisi, misyonu ve kendi bekası için krize krizle karşılık vermeyi planlamaktadır. Şer güçlerle birlikte plan yaparak,yani onlarla ittifak yaparak. Nasıl mı? Riske giren Vatikan ekonomisi,tüm ülkelerin ekonomileri ile beslenen dünya bankası; yani "PAPALIK MAKAMI"nın bekası için kurulan banka kurtulmak için ne yapacak? Bu ülkelerin de ekonomilerinin krize girmesiyle beslenme damarlarının tıkandığını yani eskisi gibi kolay beslenemeyeceğini anlayan Vatikan, ABD İle; yani karanlık güçlerle ortak bir plan üzerinde anlaşmış olabilir mi?
Nedir o?
Cevap:
- Hindistan-Asya'dadır. En son terör olayı Obama'nın gelişiyle de orada olmuştur.
Ne terörü?
- Sözde İslâmî terör.
Bir şeyler çağrıştırıyor mu?
* ABD'nin çıkarları ile Vatikan'ın Asya'yı Hıristiyanlaştırma misyonu,bu ikiliyi bir araya getirmiştir.
* Yine geçtiğimiz günlerde İtalyan basınında dünyaya yayılan bir haber:
16. Benediktus, çıkacak olan bir kitabın önsözündeki mektubunda; 'dinler arası diyalogun' mümkün olmadığı konusunda sorgulamalarda bulunuyor.
* Yine dış haberlerde 16. Benediktus Nazilerle gizli anlaşma yapan 2.Dünya Savaşı'nda 12. Pius'un aziz mertebesine çıkarılması için ayin düzenleyeceğini duyurması.
* Yahudilerin Nazilerle gizli anlaşma yapması gerekçe gösteriliyor.
* Vatikan sözcüsü, 16. Benediktus'un henüz kararnameyi imzalamadığını, biraz daha düşüneceğini açıklaması.
Bu düşünme süresi niçindir acaba?
* Yine Türkiye, Ermenistan yakınlaşmasına, Vatikan darbesi haberleri.
* İki ülke arasındaki münasebetten hemen sonra16. Benediktus'un Vatikan radyosunda "Türklerin hoşuna gitmese de soykırım yapmışlardır Ermenilere" açıklaması ve Ermeni cemaatinin Lübnan'da yaşayan dinî lideri Avram'a bu konuda açık destek vermesi.
* Avram'ın Kuveyt Birleşik Arap Emirlikleri, Kıbrıs Rum Kesimi, Kanada ve ABD'den gelecek piskoposlarla yaptığı Vatikan- Papa ziyareti.
* Papa'nın tapınak şövalyelerini tanıması.
* Yine Şeytan çıkarma ayinlerini dünyada ilan etmesi vs, vs.... Daha çok örnek var.
Ortadoğu için Avram'ın söylediği: Lübnan Hıristiyanlarınken şimdi Müslümanların oldu. İvedilikle Hıristiyanlık Ortadoğu'da tesis edilmelidir. Gerekirse İsrail'le anlaşılarak ortak hareket edilebilir.
Vatikan Ortadoğu ilişkisi belli oluyor mu?
Vatikan krize krizle karşılık verme hazırlıklarında dedik. İkinci Dünya Savaşı'nı inceleyenler Almanya'nın, tarihinin en büyük ekonomik krizinde Hitler'i çıkardığını ve Hitler'in birçok planı içinde en önemlisinin yedi milyon işsize iş temin ettiğini vurgularlar.
Ne ile?
Savaş ekonomisi ile ; yani savaşla, buna hizmet edecek ordularla. O dönemde de dünya yine ekonomik krizdeydi ve İtalya'dan Sovyetler'e kadar tüm ülkeler savaş ekonomisini çare görmüşlerdi. Tabi anlayana...
Şimdi ;
Bu kriz de, yeni bir dünya savaşının habercisi midir?
* Çıkış için, büyük güçler açısından üstlendikleri plan, projeler misyonlar içinde kıyamet, Mesih senaryoları idealleri ön plandadır.
* Cizvit Tarikat'ı dünyada kendisine hizmet edecek sözde aydınlara bu söylemleri söylettirir.
* Kendi fikirlerini dillendirmeyenleri bu tarikat önemsemez, zira yeni adamlar bulur,lanse eder ve söylemlerinin yayılması için çalışırlar.
* İran'ın Mesih beklemesi Bush'la ve ekibiyle, dikkat çekicidir.
* Bir başka açıdan; yani Vatikan açısından Obama ve İsrail açısından ise:
Barak Obama ABD'nin 44. Başkanıdır. Şimdi dikkat! Kabala'da 44 sayısı "EFENDİ MÜJDECİSİ"dir ( ŞEYTAN). Tevrat'ta Daniel 2: 44'te şunlar yazar: "VE KRALLARIN GÜNLERİNDE GÖKLERİN EFENDİSİ EBEDİYYEN HARAP OLMAYACAK BİR KRALLIK KURACAK VE ONUN HAKİMİYETİ BAŞKA BİR KAVME BIRAKILMAYACAK VE BU KRALLIKLARIN HEPSİNİ O PARÇALAYACAK VE BİTİRECEK VE KENDİSİ EBEDİYEN DURACAK."
Burada İsrail'in "Büyük Ortadoğu" projesi ve "Büyük İsrail" ideali anlatılır. Rakam 44'tür. Yani Daniel 2: 44.Şimdi İncil'e bakalım. Matta 24: 44: "BUNUN İÇİN SİZ DE HAZIR OLUN. ÇÜNKÜ İNSANOĞLU(MESİH) KIYAMET UMMADIĞINIZ BİR SAATTE GELECEKTİR."
Yine Matta 24: 26- 27'de bakın ne yazar? "MESİH ÇÖLDE DERLERSE GİTMEYİN. O DOĞUDAN BATIYA KADAR HER TARAFTAN GÖRÜLEN (ŞİMŞEK) GİBİ OLACAKTIR." Şimdi burada geçen ŞİMŞEK Kelimesine lütfen dikkat buyurun! Barack'ın anlamı neydi? ŞİMŞEK.
Peki İncil'de Matta 24: 26- 27'de ne diyor? MESİH DOĞUDAN BATIYA KADAR HER YERDE GÖRÜLÜR. ÇÖLDE ARAMA. Çöl neresi? Irak, Arabistan vs...Doğu Asya'dır. Batıya kadar. İşin sonu Batıda; yani Vatikan'da biter. Bunun çok açılımı var ama vakit almayalım. Şimdi yine son günlerde tüm dünya basınında çıkan haberlere göz atalım:
* 2012'de kıyamet…
* beş yıl içinde, yeni bir 11 Eylül bekleniyor …
* Yeni İslam terörü…
* Nükleer saldırı bekleniyor…
* Teröristler bir nükleer bomba çaldı vs..vs...
Bol bol Mesih, İsa, kıyamet, terör senaryoları... İşte şimdi plan meydana çıkıyor:
* Tüm bunları gerçekleştirebilmek için İkiz Kuleler gibi para anlamı taşıyan hedefler değil de daha büyük ve tüm dünyayı sarsacak, taraftarı çok olan bir hedef olmalı.
* Tüm Hıristiyan âlemini sarsmalı Katolik'inden Ortodoks'una, Protestan'ından Süryani'sine, buna bağlanabilecek gerekçelerle vazife çıkaracak olan İsrail'e; yani Yahudilere kadar...
Ya akıllarına gelirse; yani kısacası şu hedef: Vatikan olsun derlerse? Yeni 11 Eylül, 11 Şubat 1929'da bağımsızlığını ilan eden Vatikan olursa? Diyeceksiniz ki: Dünya savaşı çıkar.
* Ya bu savaş bölgesel olursa bir bölgenin işgali amacı ile?
* Ya da krizden çıkmak için; ORTAK SAVAŞ EKONOMİSİ SAVAŞI mesela?
· Yani biri bir tuşa basıp ALO 39 mu derse?
KOD- 39 nedir diyenlere bir bilgi: 39 Vatikan'ın telefon kodudur. Şimdi konuyla ilişkili hiç bilinmeyen bir bilgi daha: Hıristiyanlıkta Mesih nasıl gelecek derler. Çok versiyonu vardır da; kısacası:
1. Beyaz Kubbe'ye (Kudüs'e)
2. Beyaz Saray'a (ABD'ye)
3. Vatikan'ın Beyaz Kubbesi'ne
Beyaz melekler indirecek bir ışık gibi vs. vs... Bunlar yazılır, çizilir, söylenir, ancak; Bilinmeyen, yazılmayan, çizilmeyeni kısaca yazayım: Kabala'da: "BEYAZ KUBBE'YE BÜYÜK IŞIK TOPUYLA GELECEKTİR EFENDİ." der ve kodlarlar Efendi'nin gözle görünmeyen kölelerince. Nedir bu atomlar, gözle görülmez, hapsedilmiş radyasyonlar?
Açıklaması: Tıpkı Matta'da 24, 26, 27'deki ; ŞİMŞEK GİBİ IŞIK DOĞUDAN BATIYA KADAR HERKES GÖRECEKTİR MESİH'i ifadesi gibi. Şudur aslında: Kubbeye inen melek denen beyaz ışıkla Mesih değil, bir işarettir.
Peki Nedir o?
El cevap: Nükleer Bombadır. İki melekten kasıt: İşarettir. Elleriyle Mesih'i getirir. Yani Kubbe'ye bir nükleer atıldı mı
Mesih ondan sonra gelir ki, o iki melek işaret anlamında kullanılır. Yani Mesih'i böyle sansasyonel bir olay getirir. Olaylar zinciri bomba nasıl görülür? Işık, şimşek gibi. Bunların hiç biri İncil'de Kabalada, Tevrat'ta veya şurada burada olduğu için çıkan meseleler değil. Tam tersine oralarda yazdığı için onlara proje üretiyorlardır.Çıkacak olan dördüncü kitabımızda bu projelerin nasıl üretildiğine dair konular gündemde olacak. Daha önce bir TV programında söylediğimiz gibi Nostradamus'un kehanetleri birtakım gruplarla ve projelerle kehanet adı altında çıkartılmaya çalışılıyor. Son söz Hak kitap KURAN-I KERİM'dir
Melek bekleyenlere bir hatırlatma:
Sultan Fatih Topkapı'dan girerken Bizans'ta papazlar meleklerin erkek mi, dişi mi olduğunu tartışıyorlardı tıpkı Beyaz Kubbe'ye iki melekle gelecek olan Mesih inancı gibi. O zaman Türk Milleti, İslam Âlemi ve hatta insanlık âlemi olarak aklımızı çalıştırmalıyız diye düşünüyorum.
Unutulmamalıdır ki : Tüm engellemelere rağmen
Asrın yıldızı; Türkiye, Türk Devleti ve Milletleri olacaktır.
AB'ye, ABD'ye, İsrail'e, Vatikan'a, Papa'ya, Dünya Bankasına, şuna, buna güvenenlerin vay hâline... Akıllarını çalıştırmadan gökten Mesih bekleyip dursunlar. Yüce Kur'an, akıllarını çalıştırmayanların gökten ne beklemesi gerektiğini söylüyor: PİSLİK.
Sevgi ve saygılarımla...
Oktan Keleş
oktankeles@gmail.com
Haberi Gönderen: O_GAMSIZ
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler