Glokom; tıp literatürüne ait bir kavram olmakla birlikte, bir göz rahatsızlığıdır. Aynı zamanda göz tansiyonu olarak da adlandırılmaktadır. Göz iç basıncının yükselmesi, gözlerde yer alan görme sinirlerini tahrip edebilmektedir. Bu tür durumlarda çıkan sağlık sorununa “glokom” adı verilmektedir.
Glokom rahatsızlığı, başlangıçta çok fazla belirti göstermemektedir. Bu da, hastalığın geç fark edilmesine neden olan bir durumdur. Glokom belirtilerinin geç olması nedeniyle erken teşhis ve tedavinin zorlaşması, gözde meydana gelen tahribat artar ve belirli bir süre sonra onarılamayacak bir seviyeye gelir. Tıp biliminde, erken teşhis oldukça önemlidir. Bu durum, glokom rahatsızlığında da çok büyük bir önem arz etmektedir. Öyle ki bu hastalığın erken teşhisi sayesinde, hastalık nedeniyle görme sinirleri fazla tahrip olmadan hastalık kontrol edilir.
Glokom diğer bir adıyla da göz tansiyonu, daha çok 30 yaş üstü kişilerde görülmektedir. Bu nedenle de, 30 yaşın üstünde olan kişilerin yılda en az bir kere glokom muayenesi olması gerekmektedir. Kişilerin göz sağlığı açısından glokom tedavisinin yanı sıra, görme alanı ile ilgili de gerekli taramadan geçmeleri göz sağlığı açısından oldukça önemlidir. Glokom rahatsızlığı 30 yaş üstünde görülmeye başlansa da, hastalık asıl olarak 40 yaş üstünde ortaya çıkmaktadır. Glokom hastalığı eğer tedavi edilmezse, kişide ani körlüğe sebep olabilmektedir. Göz organı, oldukça kompleks bir yapıdadır. Gözün ön kısmında “aköz humor” adı verilen bir sıvı vardır. Aköz humor sıvısı, şeffaf bir yapıdadır. Bu sıvı madde, sabit bir hızda üretilmektedir.
Göz içerisinde bir basınç alanı bulunmaktadır. Göz içerisinde yer alan bu basınç, dengeli bir biçimde tutulmaktadır. Basınçta dengeyi sağlamak içinse, sabit bir hızla üretilen aköz humor sıvısı, aynı oranda gözün içerisinde çıkmaktadır. Bu durumda, basınç dengesi sağlanmış olur. Gözün içerisini terk eden bu şeffaf sıvı, gözün içinden mikroskobik kanal sistemi adı verilen bir yöntemle ayrılmaktadır. Göz organı, kapalı bir sistemden oluşmaktadır. Bu nedenle de, eğer kanal yolları tıkanırsa dengeyi sağlamak için gözden ayrılan şeffaf sıvı gözden ayrılamaz. Bu durumda ise, göz iç basıncında artış meydana gelmektedir. Gözün içerisinde oluşan bu yüksek basınç, görme sinirlerine zarar vermektedir. Bu zarar sonucunda ise, glokom hastalığı ortaya çıkmaktadır.
Glokom rahatsızlığı, daha çok 30 yaş üstünde görülse de aynı zamanda her yaşta bu hastalığın görülme riski bulunmaktadır. Tedavi edilmediğinde ani körlüğe neden olabilen bu hastalıkta erken teşhis, oldukça önemlidir. Glokom hastalığının belirtileri geç ortaya çıksa da, bu hastalığın bazı durumlarda görülme ihtimali daha da artmaktadır. Özellikle; 30 yaş üstü, yüksek hipermetrop ve miyop ve şeker hastalığı olan ve de uzun bir süre kortizon bulunan ilaç kullanan kişiler risk altında bulunabilmektedir.
Glokom hastalığının belirtileri ise şunlardır: Görmede bulanıklık, Tv izlerken göz etrafında meydana gelen ağrılar, geceleri ışıkların etrafında oluşan ışıklı halkalar ve sabahları yaşanan baş ağrılarıdır.Bu hastalıktan korunmak için en güzel yöntem ise, her yıl düzenli bir şekilde glokom taramasından geçmektir.
Glokom hastalığı oldukça ciddi ve önemsenmesi gereken bir hastalıktır. Bunun nedeni ise, glokom hastalığında oluşan hasarın tedaviyle onarılamamasıdır. Tedavi, sadece gözde meydana gelen hasarı durdurma ve hastalığın ilerlemesine engel olmak için yapılmaktadır. Tedavi sayesinde görme kaybının ilerlemesi önlenmektedir. Kaybolan görme kaybı ise, tedavi yoluyla geri getirilememektedir. Göz tansiyonu yani glokom tedavisi ise, göz damlaları, lazer yöntemi ve cerrahi ameliyatlar şeklinde yapılmaktadır. Glokom hastalığının erken teşhis edilip erken tedaviye başlanması için, her yıl düzenli olarak göz muayenesinden geçilmelidir.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler