Benderli Ali Paşa

Benderli Ali Paşa (? - ö.1821), II. Mahmut saltanatında 26 Mart 1821 - 30 Nisan 1821 tarihleri arasında bir ay üç gün sadrazamlık yapmış bir Osmanlı devlet adamıdır. Yunan Ayaklanması'nı gizlice desteklediği gerekçesi ile 22 Nisan 1821'de Fener Patriği Grigoryos'un asılmasına ferman buyurmuştur. Ancak bu irade sonrasında 30 Nisan'da Kıbrıs'a sürülmüş ve idam edilmiştir. Tarihte padişah emri ile idam olunan 44. ve son sadrazamdır.

Gençliği ve Devlet hizmetinde yükselişi

Bender şehrinde doğmuştur.  Benderli Ağa Baba adlı zatın oğludur . Gençliğinde kölelerinden birini tokatlayarak ölümüne sebep olmuş ve diyetini ödemesine rağmen vicdan azabı ile şehir değiştirip Hotin'e gidip eşraftan Ali Ağa'ya bağlanmıştı. Sonra Laz Aziz Ahmet Paşa'ya İbrail'de iken silahdar oldu ve birlikte Erzurum'a gidip kapıcıbaşı oldu. Onun vefatında İstanbul'a dönerek rikab-i humayuna mulazim oldu. Bir müddet sonra Gümülcine kazası mübayaacısı ve sonra mirimiran olup Ahiska muhafızı ardından vezir olarak Çıldır valisi oldu. Mart 1821'de Çirmen mutasarrıfı ve ordu çarhacısı olma tayini çıktı.
Sadrazam Ispartalı Seyyid Ali Paşa, Yunan isyanı çıkınca azledildi (28 Mart 1821). Yerine Mart 1821'de Benderli Ali Paşa getirildi. Benderli Ali Paşa atandığı sırada Çirmen'de göreve gitmekteydi. Bazı kaynaklara göre 4 Nisan'daİstanbul'a gelmiş ve idareyi ele almıştır. Tarih-i Cevdet'e göre ise Receb'in onbeşinde Maltepe'ye geldiğini saraya bildirmiştir. Diğer kaynaklara göre Receb'in onsekizinci günü  Benderli Ali Paşa, Silahdar Ağa vasıtasıyla rikab-ı hümayuna davet ve şeyhülislam Abdulvahap Efendi ile birlikte gelenek olan sadaret hil'atini giydikten sonra Bab-ı Ali'ye gelmiştir.
Sadrazam olduktan birkaç gün önce padişah sarayının suyunu zehirlemek, Demirkapı'da suyolcuların oturdukları kale burcuna mazgallar açmak gibi suçlarla itham edilerek hapsedilen üç Rum suyolcuyu idam ile işe başlamıştır.

Yunan İhtilali ve Patrik Grigoryos'un asılması

Üçüncü defa İstanbul Rum patriği olan Grigoryos'un Moralılar ile haberleştiği ortaya çıktığından, yine Receb'in ondokuzuncu günü ki, Rumların paskalyası idi, azil ve katlinin lüzumundan bahisle yerine onikilerden birinin seçilmesi hakkında çıkan ferman, divan-ı hümayun tercümanı İstavraki Bey'e verilince idam sözünü işittiği gibi şayet cemaat korkarsa başka patrik seçimi zor olur diye hatırlatınca idam sözü tashih edildi. İstavraki Bey patrikhaneye giderek metropolitleri toplayarak fermanı okuyup, Pisidye metropoliti Oyenos'u patrikliğe seçtirmiştir.
İşte bu seçim sırasında sadrazam Grigoryos'u Bab-ı Ali'ye getirterek "Senin bu fesaddan önceden haberin yok mu idi ki, saklayıp söylemedin" diye sorduğunda inkar etti. Sadrazam tekrar sorguya başlayarak: "Ya! Bir fahişe avratın yaptığı zinaya kadar haberiniz olduğu hâlde, böyle milletçe büyük bir fitne fesaddan cahilce haberim yoktu demekle inandırabilir misiniz?" diye ısrarla suçlayınca, Grigoryos: "Devletli efendim! Bendeniz doksan yaşını geçmiş şuursuz bir ihtiyarım. Eğer bilirse onikiler bilir" diye cevap vermiş ise de, bayağı bir papaz ve Kocabaşı güruhunun uzun zamandan beri haberdar olduğu milliyet işinden patriğin haberinin olmaması akıl dışı bir olaydı. Bundan dolayı Sadrazam "Bunu şimdilik Kadıköyü'ne götürünüz" diyerek kovduğu sırada, yeni patriğin seçildiği haberi gelince Grigoryos hemen Fener'e gönderilerek yaftası göğsüne takıldı, patrikhanenin orta kapısında idam edildi (22 Nisan 1821). Patrik'in asıldığı günden sonra, idama götürülürken dışarı çıkartıldığı odanın kapısı kilitlenmiştir. Bugün kilisenin inisiyatifine bağlı olarak kapı hâlâ kapalı tutulmaktadır. Bu kapı Petro Kapısı ya da Orta kapı olarak da bilinir.
Peşinden Kayseri, Edremit ve Tarabya metropolitleri dahi Balık pazarında ve Kaşıkçılar hanı önünde ve Parmakkapı'da idam edildiler.

Sadaretten azli

Benderli gelip sadarete oturunca, kötülüklerin (her hâlde başta Yunan gailesi) kökeninde Mehmet Sait Halet Efendi'nin bulunduğu kanısına ulaştı ve Sultan Mahmut'a onun idamını önerdi. Sultan Mahmut "düşünelim" dediyse de o akşam Halet Efendi kendisiyle görüştüğü için, ertesi gün Halet yerine Benderli'nin azil, sürgün ve sonra da idamı için irade çıktı (30 Nisan 1821). Fiili sadareti böylece 9 gün sürmüş oldu.
Tarih-i Cevdet'e göre ise Sadrazamlığının onuncu ve Receb'in yirmiyedinci günü sabahleyin silahşör takımı ile dört nefer bostancı Çuhadarı gelerek kendisini saraya davet ettikleri zaman, garip bir davet şekli olduğundan biraz tereddüt ettikten sonra kalkıp saraya gidince bostancıbaşı karşılayarak kalfa yerine çevirdi. Derhâl dârüssaade ağası gelerek padişah mührünü alıp, kendisini Balıkhane'ye gönderdi ve Sadrazamlık eski kaymakam Hacı Salih Paşa'ya verildi.] Vak'a-nüvis Ahmed Lütfi Efendi tarihinde Çıldır valisi Benderli Ali Paşa sadarete gelene kadar yerine vekaleten bakan Hacı Salih Paşa'nın, 30 Nisan 1821 günü Benderli Ali Paşa'nın üzerine sadrazam olduğu belirtilmektedir.
Daha sonra Benderli Ali Paşa Kıbrıs'a sürüldüDiğer kaynaklara göre sürgün yeri Rodos adasıydı. Sürgünde bir ay kaldıktan sonra padişah emri ile idamı için özel mübaşir gönderilip idam edildi. Kesik başı İstanbul'a getirilerek teşhir edildi. Vefatında yaşı 50'yi aşkındı. Sonradan cesedi İstanbul'a getirilerek Üsküdar'da Karacaahmet Mezarlığı'nda gömülmüştür.
Sicill-i Osmani onu "işgüzar ve cesurdu" olarak değerlendirmektedir.

Siyaseti ve azli

Patrik Grigoryos, Benderli'nin sadareti sırasında asılmıştır ve bu olayı takiben, Halet Efendi ile Benderli arasında olan çekişmenin yanı sıra, Avrupa kamuoyunun Osmanlı aleyhtarlığı, yabancı ülke elçilerinin Patriğin idamı üzerine Padişaha yaptıkları baskı neticesi, II. Mahmut üzerindeki politik gerilimi azaltmak amacı ile Benderli Ali Paşa'yı idam kararından sorumlu göstererek azletmiş olabilir. Bu dönemde İstanbul'da görevli elçiler arasında Avusturya-Macaristan elçisi Kont Lützow, Prusya elçisi von Miltitz ve İsveç elçisi von Palin'i sayabiliriz. Rus elçisi Strogonov nota vermiş, ancak Bab-ı Ali tarafından çok ciddiye alınmamış bir tavırla cevaplanmıştır ). Sarayın batılı tepkilerden korunmak için sadrazam Benderli Ali Paşa'yı feda etmiş olma olasılığı vardır.
Çetin Altan'ın kaleminden Benderli'nin idam öyküsü ise şöyledir 
İdam edilmiş 44'üncü ve sonuncu Sadrazam Benderli Ali Paşa dönemine şöyle bir göz atalım...
Yıl 1821. II. Mahmut 36 yaşında ve padişahlığının 13'üncü yılında. Fransız İhtilali'nin esintisiyle, Yunanlılar Mora'da başkaldırmışlar Osmanlı'ya... Benderli Ali Paşa, 9 günlük bir vezir-i azam; Mora başkaldırısını kaba kuvvetle bastırma yerine, bazı özerklikler tanıyarak da yatıştırmanın mümkün olacağı kanısında...
Benderli'yi içten içe kıskanan, II. Mahmut'un akıl hocası Halet Efendi, Padişahın kulağına, Benderli Ali Paşa'nın alttan alta Yunanlı asilerle ilişki kurmuş bir Yunan casusu olduğunu fısıldıyor.
Fatih Mehmet'in emriyle ilk idam edilen Sadrazam Çandarlı Kara Halil Paşa'nın, Bizans casusluğuyla suçlanması gibi; son idam edilmiş Sadrazam Benderli Ali Paşa da, Yunan casusluğuyla suçlanıyor."
Çetin Altan, Benderli ve politikası ile ilgili naklettiği diğer bilgiler  (, Milliyet):
1821 Mora başkaldırısı sürecinde, bir haftalık sadrazam Benderli Ali Paşa; Padişah II. Mahmut'a, Osmanlı egemenliğindeki Yunanistan'a bir çeşit otonomi tanınmasını önermiş ve idam edilen son sadrazam olmuştu.

Ek bilgi

Vak'a-nüvis Ahmed Lütfi Efendi tarihinde 1829 yılı olayları anlatılırken "Benderli Ali Paşa silahdarı Tırhala mutasarrıfı Mahmud Paşa"dan bahsedilmekle bu zâtın Benderli'nin silahdarı olduğu anlaşılmaktadır.

Soybilim

Benderli Ali Paşa'nın kardeşi Kapıcıbaşı Halil Bey'dir; Halil Bey'in oğlu Mehmet Nazif Tosun Bey'dir; oğlu Ahmed İhya Tosun Bey'dir; oğlu Dr. Mustafa Tosun'dur; çocukları Prof.Dr. Öztekin Tosun, Dürrüşahvar (Dinçer) ve Dt. Tolon Tosun'dur.

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler