AĞAÇKAKANIN KAFATASI |
Ağaçkakanlar, ağaç kabuğuna yaptıkları vuruşlarla kabuğu koparır sonra da ortaya çıkan böcekleri ve kabuğun altına saklanmış yumurtaları yiyerek beslenir. Bu kuşlar, yuvalarını sağlam, canlı ağaçlara oyarlar. Bu oyukları açarken de bir marangoz kadar maharetlidirler.
Büyük noktalı ağaçkakan türü saniyede dokuz-on vuruş yapar, daha küçük boyutlu ağaçkakanlarda ise bu sayı on beş-yirmiye kadar çıkar. En usta ağaçkakan türlerinden biri de Yeşil Ağaçkakandır.
Yeşil Ağaçkakan ağaçları oyarken, gagası saatte yüz kilometreden daha büyük bir hızla çalışır. Fakat kiraz büyüklüğündeki beyni bu sarsıntılardan etkilenmez. İki vuruşu arasındaki zaman farkı, saniyenin binde birinden azdır. Ağaçkakanın sırrı, boyun kaslarındadır. Vurmaya başlayınca, baş ve gaga tam bir doğru üzerine gelirler. En küçük bir sapma, beyinde yırtılma yapabilir.
Bu denli hızlı bir vuruşun betona kafa atmaktan bir farkı yoktur. Kuşun beyninin hiçbir hasara uğramaması ise ancak olağanüstü bir tasarımla mümkündür. Kuşların büyük çoğunluğunda kafatası kemikleri birbirine yapışıktır. Gaga ise çenenin hareketiyle açılır. Oysa ağaçkakanlarda gaga ve kafatası, vuruş sırasında oluşan şoku emen süngerimsi bir madde ile birbirinden ayrılmıştır. Bu esnek madde, otomobil amortisörlerindekinden çok daha iyidir. Bu üstünlüğü, çok kısa aralıklarla oluşan şokları da emebilmesinden ileri gelir. Bu madde her vuruşta oluşan şoku emip bir sonraki şoku karşılayacak duruma gelebilir. Üstelik bunu saniyede onu aşan vuruşun yapıldığı şartlarda başarır. Bu madde modern teknolojinin geliştirdiği tüm benzerlerinden üstündür. Ağaçkakanın kafatası ve üst gagasının olağan dışı bir yöntemle bağlanmış olması, her vuruşta beyninin bulunduğu bölümün gagadan uzaklaşmasını, böylece şok emici ikinci bir mekanizma oluşmasını sağlar.
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder
Teşekkürler