Topal Karınca Masalı

Vakti zamanda karıncalar arasında topal bir karınca varmış. Topallığına karşın gece gündüz demez çalışırmış. Havanın çok sıcak olduğu bir gün, çok ağır olan bir yiyeceği bulduğu yerden alıp yuvasına taşımaya başlamış. Yolu da uzunmuş. Uzun yolculuk ederken, şura senin bura benim derken, günün o kavurucu sıcaklığı da yerini tatlı tatlı esen serin bir rüzgâra bırakmış. Derken her tarafı çiçeklerle bezenmiş bir su kaynağının başına varmış. Çiçekler nazlı nazlı sallanıp birbirleriyle yarenlik ediyorlarmış.
Topal karınca biraz nefes alıp dinlenmek için, sırtındaki yükü bir karanfil çiçeğinin yanına bırakmış. Biraz dinlenmek için buradan daha iyi yer olmayacağını düşünmüş. Gümüş parıltısında akan suyun içinde baş aşağı akseden güzelliği izlemiş bir zaman. Sonrada yükünün üstüne oturarak dinlenmeye başlamış.
Karanfil çiçeği şöyle boynunu büküp topal karıncaya bakmış, taşıdığı yüke bakmış, hayretler içinde:
-Amma da tuhaf! Diye söylenmiş kendi kendine. O küçücük boyunla bu kadar yükü taşıyorsun demek. Üstelik ayağının biri de topal. Taşıyabildiğin kadarını yüklensen olmaz mı? Demiş.
Topal karınca başını kaldırıp karanfil çiçeğine bakmış. Sonra da kendi kendine:
-Hey gidi dünya, herkesi başka türlü yaratmış. Bak sen benim ile karanfil çiçeğinin arasındaki farka!.. Bu güzelim yerde, şırıl şırıl akan güzelim suyun başında böyle keyif çatmak için ne yapmış acaba? Ya ben bu kadar çetin doğa koşulları ile uğraşıp bir dilim yiyecek için bu kadar çile çekmek için ne günah işledim peki?..
O arada gelincik çiçeği söze karışmış.
-Günah filan işlemedin akıllım, herkesin bir yaşamı var. Senin yaşamında öyle. Bizim ki de böyle. Bizim yaşamımızın iyi olduğunu sanıyorsun, hiçte öyle değil. Her gün korku içinde yaşıyoruz. Gün yok ki yüreğimizi korku sarmasın. Her an ölümle burun burunayız. Ya bir ot oburun dişleri arasında, ya da birinin ayakları altında ezilip gideriz her an. Hiç olmazsa sen kendini koruyabiliyorsun. Senin durumunda olmak için neler vermezdim, demiş.
Topal karınca, gelincik çiçeğine uzun uzun bakmış ilkin. Sonra da kalkıp derede akan soğuk suyu yüzüne çarpıp kana kana içmiş.
-Ohhhh bee! Bu su her şeye değer doğrusu, diyerek geçip gelincik çiçeğinin dallarının dibine oturup yiyecek çıkınını açmış. Çıkınında çıkardığı bir bezi olduğu yere sermiş. Yiyeceklerini bir bir bezin üstüne bıraktıktan sonra, karanfil ve gelincik çiçeğine:
-Buyurun birlikte yemek yiyelim, demiş.
Gelincik çiçeği:
“afiyet olsun biz o işi biraz önce yaptık”, demiş.
Karanfil çiçeği:
“gideceğin yolun daha çok mu,” demiş.
Topal karınca:
-Evet uzak, daha iki günlük yolum var, deyince.
Gelincik çiçeği:
“o zaman bu gece bizim konuğumuz ol, bir iyice yorgunluk atarsın, birlikte dertleşir söyleşiriz.”
Karanfil çiçeği:
“ Evet gelincik doğru söylüyor, bu gece konuğumuz ol. Uzun zamandır kimseler bize konuk olmadı.”
Topal karınca:
“Haklısınız gün boyu durmadan yürüdüm. Yorgunluktan keyfim kaçtı zaten. Elimden olmayarak size karşı kaba bir söz söylediysem bağışlayın. Ben kötü biri değilim aslında.
Gelincik çiçeği:
“biz halden anlarız arkadaş üzülme sen,”
Karanfil çiçeği:
“yok canım hiçte söylediğin gibi değil, kimse kimseye kaba laf söylemedi, keyfine bak sen.”
Topal karınca yemeğini yedikten sonra, yere düşen kırıntıları toplamış, yeşillikler arasında hiçbir çöp bırakmadan her tarafı temizlemiş. Yere serdiği bezi güzelce toplayıp kaldırmış. Geçip derede ellerini bir iyice yıkamış, dişlerini fırçalamış.
Karanfil çiçeği ve gelincik çiçeği, topal karıncanın bu temizliğine hayranlıkla bakmışlar ilkin sonra da kendi aralarında.
Gelincik çiçeği:
“bak görüyor musun yerde tek çöp bırakmadı. Doğayı ve çevreyi temiz tutmaya özen gösteriyor.”
Karanfil çiçeği:
“evet haklısın ama bunu yapmak zorunda. Çevresini temiz tutmayanların hastalıklardan kurtulması olası değil. Sağlıklı yaşamanın birinci kuralı temizlik ve çevreyi korumaktır. Yeşilliği korumaktır.”
Gelincik çiçeği:
“ama birileri her tarafı kirletiyor, hatta daha da ileri giderek yerlere tükürüyorlar, çöplerini rasgele yerlere atıyorlar.”
Karanfil çiçeği:
“haklısın öyle davrananlar o kadar çok ki.”
Gelincik çiçeği:
“Peki bunlara okulda öğretmiyorlar mı? Örneğin yerleri kirletmeyin, çevrenizi temiz tutun, pikniklerde yerleri kirletmeyin, çöplerinizi toplayın, sigara yanıklarını kurumuş otların arasına atmayın demiyorlar mı?”
Karanfil çiçeği:
“Diyorlar demesine diyorlar da, ama anlayan kim, insanın kendisinden olmalı. Geçenlerde bana biri söyledi, yeni okula gidenler okuyan gençler çok akıllıymış biliyor musun? Çevre temizliğine çok önem veriyorlarmış. Birisi yerlere bir şey attı mı hemen onu ikaz ederek çöp bidonlarını gösteriyorlarmış ya!..”
Gelincik çiçeği:
“Çok güzel ya!.. Desene artık kirlilikten kurtulacağız.”
Karanfil çiçeği:
“Evet, birkaç yıla kadar her taraf pırıl pırıl olacak göreceksin.”
Gelincik çiçeği,
“Umarım,”


Taki Akkuş

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder

Teşekkürler